
- İstatistikler: 0
- Yayınlandı: 17 Nisan 2018
Bebeğimin kordon kanını saklamalı mıyım?
Bir bebeğin göbek kordonunda bulunan kan kök hücrelerinin hayat kurtarma gücüne sahip olduğunu biliyor muydunuz? Kordon kanı, bebeğin doğumundan sonra göbek kordonunun ve plasentanın içinde kalan kandır ve özel bir işlemle doğum esnasında alınıp yıllarca saklanabilir. Kordon kanı kök hücreleri akdeniz anemisi ve lösemi (kan kanseri) gibi kan hastalıkları dahil 80’den fazla hastalıkta kullanılmaktadır.
1- Kök Hücre Nedir?
Her türlü vücut yapısı hücresine dönüşme kapasitesine sahip ve insan vücudunda bulunan temel hücreler, kök hücreler olarak tanımlanmaktadır. Bu hücreler vücudun onarılmaya ihtiyacı olan bölgesine gider ve gerekli olan hücre tipine dönüşerek oluşan hasarı onarırlar. Eğer problem bağışıklık sistemindeyse veya organlar hasar almışsa kök hücreler bu yapıyı oluşturan hasarlı bölgede gerekli onarımı yaparlar. Hangi tip hücre veya dokuya ihtiyaç varsa kök hücreler ona dönüşürler.
Kök hücre tedavisinde kullanılan kaynaklar temel olarak periferik kan, kemik iliği ve kordon kanı olarak bilinmektedir. Organ ve doku iyileşmeleri yaşlanmayla beraber daha yavaşlar ve oldukça güçleşir. Anne karnındaki bebeklik dönemi, kök hücrelerin vücutta en fazla bulunduğu zamandır. Buna bağlı olarak da kordon kanı en zengin ve naif kök hücre kaynağı olarak bilinmektedir.
2- Kordon Kanı Nedir?
Anne karnındaki bebek, göbek kordonu sayesinde anne kanından beslenir. Bu beslenme anne damarına direk olarak bağlanarak değil de plasenta aracılığıyla olur. Plasenta, anneyle bebek arasındaki oksijen ve besin alışverişini sağlayan bir yapıdır.
Kordon kanı, bebeğin doğumundan sonra göbek kordonunun ve plasentanın içinde kalan kandır. Bu kan yakın zamana kadar tıbbi atık olarak görülmekteydi. Oysa bir bebeğin göbek kordonunda bulunan kan kök hücreleri (Hematopoetik) hayat kurtarma gücüne sahiptir. Kordon kanı kök hücreleri günümüzde akdeniz anemisi gibi sıklıkla görülen kan hastalıkları, lösemi (kan kanseri), genetik ve metabolik hastalıklar dahil 80’den fazla hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.
3- Kordon Kanı Nasıl Alınır?
Bebeğin dünyaya gelmesinden sonra yapılacak ilk iş göbek kordon bağının klemplenmesi ve kordon kanının içinde pıhtılaşmayı önleyici madde bulunan kan torbasına alınmasıdır. Bu aşamada bebeğe veya anneye herhangi bir cerrahi işlem yapılmaz ve bu işlem herhangi bir komplikasyon oluşturmaz. Kordon kanı alımı esnasında anne veya bebekten direkt olarak kan alınmadığı için herhangi bir acı hissi duyulmaz. Toplanan kan 48 saat içerisinde laboratuvara yollanır. Bu aşamada kordon kanı kök hücrelerine ayrıştırılarak özel laboratuvar tetkiklerinden geçirilir. İşlemin sonunda azot tanklarında -196°C’de dondurularak saklanır.
4- Kordon Dokusu Neden Saklanır?
Göbek kordonu, bebeği anne karnında besleyen damarların etrafını saran, onları dış etmenlere karşı koruyan dokudur. Doğum gerçekleştikten sonra işlevi kalmadığı için atılır. Aslında göbek kordon bağında kordon kanından farklı kök hücreler (mezenkimal) bulunur. Bu kök hücreler kıkırdak, yağ, kemik, sinir, kas ve karaciğer dokusu gibi pek çok dokuya dönüşebilir. Kordon dokusunda bulunan kök hücreler Kalp ve Damar Hastalıkları, Alzheimer, Tip-1 Diyabet, Felç, Kemik ve Kıkırdak Hasarı ile Parkinson gibi pek çok hastalığın tedavisinde kullanılabilir. Bilimsel çalışmalar kan hastalığı sebebiyle kişiye kök hücre nakli yapılacağı zaman hem kordon kanındaki hem de kordon dokusundaki kök hücrenin birlikte verilmesi, yeni ve sağlıklı kan hücresi oluşturma sürecini hızlandırıp, naklin başarısını artırdığını göstermektedir.
Göbek kordon bağı dokusu kök hücreleriyle yapılacak olan nakilde alıcı ve verici arasındaki dokunun uyumlu olması gerekliliği minimumdur. Bu nedenle kordon dokusu kök hücreleri sadece bebeğin kendisini değil, anne-babası, kardeşleri hatta büyükanne-büyükbabası için bile kullanılabilir. Ayrıca kordon dokusu kök hücreleri laboratuvarda kültür ortamında çoğaltılabilir. Böylece tüm aile için ihtiyaç dahilinde ulaşılabilir bir kaynak olacaktır. Kordon dokusunun saklanabilmesi için yaklaşık 10-15 cm kadar bir göbek kordonu parçası kesilmeli ve içinde koruyucu maddeler bulunan sıvı içeren ayrı bir kaba konulmalıdır. Laboratuvar ortamında ayrıştırılıp saklanan kök hücreleri bu sayede ulaşılabilir bir tedavi kaynağı olarak muhafaza edilebilmektedir.
5- Kordon Kanı Saklamanın Yararları Nelerdir?
Kordon kanı kök hücreleri günümüzde akdeniz anemisi ve lösemi (kan kanseri) gibi tüm dünyada ve yurdumuzda sıklıkla görülen kan hastalıkları dahil 80’den fazla hastalıkta kullanılmaktadır. Ülkemizde, her yıl 16 yaşın altında 1.200-1.500 yeni lösemili çocuk vakası bildirilmektedir. Sadece bu tabloya bakıldığında bile, kordon kanının binlerce lösemi hastasının tedavisi için ne kadar kıymetli bir kaynak oluşturduğunu görebiliriz.
Kordon kanı kök hücrelerinin, periferik kan ve kemik iliği gibi diğer kök hücre kaynaklarına göre, yeni doğmuş bir bebeğin kök hücreleri olmasından dolayı farklılaşma ve çoğalma yeteneği oldukça yüksektir. Böylece kordon kanı kök hücreleri, sadece bebeğin kendisi için değil aynı zamanda, başta mevcut veya olası kardeşleri dahil olmak üzere doku uyumu olan tüm aile bireyleri için kullanılabilir bir kaynak oluşturmaktadır.
6- Kordon Kanı Hangi Şartlarda ve Ne Kadar Süreyle Saklanabilir?
Toplanan kordon kanı en geç 48 saat içinde ilgili laboratuvarlara ulaştırılmak üzere alınmalıdır. Laboratuvara ulaşana kadar bu kan oda sıcaklığında muhafaza edilmelidir. Aşırı sıcak havalar olmadığı sürece kan kuru buz, buz gibi soğutuculara konmamalı asla derin dondurucuda saklanmamalıdır. Kan ve doku laboratuvar ortamında kök hücrelerine ayrılır. Daha sonra, kademeli dondurma metoduyla kök hücreler dondurulur ve azot tanklarına yerleştirilerek -196°C‘de saklanmaya başlanır. Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir çalışma, dünya üzerinde en uzun süre saklanan kordon kanlarından biri olan 23,5 yıllık bir örneğin canlılığını yüzde 90’ın üzerinde koruduğunu göstermiştir. Bu çalışmaya dayanarak kordon kanı kök hücreleri ömür boyu saklanabilir olarak yorumlanmaktadır.
7- Kordon Kanı Saklanması Herkes İçin Uygun Mudur?
Kordon kanının saklanması pratik bir metot olduğu gibi herkes için uygundur. Doğumun sezaryen veya normal doğum olmasının saklama üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Bu saklama işlemi Aile Kordon Kanı Bankacılığı kapsamında makul maliyetlerle tüm aileler için sunulabilen bir hizmettir. Sadece kalitesi ve doğum öncesi deneyimiyle güvenilir bir firma ile kordon kanı saklama hizmetinin tüm detayları görüşülüp, kesin kararın öyle verilmesi gerekmektedir.
8- Kordon Kanıyla Tedavi Edilen Hastalıklar Nelerdir?
Lösemi, kemik iliği kanseri, talasemi, lenfoma gibi kan kanserleri, metabolik ve genetik hastalıkları, bağışıklık sistemi hastalıklarının tedavisi olmak üzere 80’den fazla hastalıkta kordon kanı kaynaklı kök hücre nakli uygulanmaktadır. Bugüne kadar 35 binden fazla kordon kanı kök hücreleriyle yapılan nakil sayesinde, pek çok ölümcül hastalığın tedavi edilebileceği gösterilmiştir. Bununla birlikte hem kordon dokusu hem de kordon kanıyla Serebral Palsi, Kalp Hastalıkları, Crohn hastalığı, Tip 1 Diyabet, Alzheimer, Parkinson ve Otizm gibi günümüzde ön plana çıkan, pek çok hastalıkta klinik çalışmalar gerçekleştirilmiş ve olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Bu tedavi, alanı gün geçtikçe genişleyen ve umut vaat eden bir kapasiteye sahiptir.
9- Bu Hastalıklar Kordon Kanıyla Nasıl Tedavi Edilir?
Kordon kanı kök hücreleri, genel anlamda tedavide nakil malzemesi olarak kullanılır. Günümüzde Türkiye’de 50’nin üzerinde nakil merkezi bulunmaktadır. Aynı zamanda bu metot hem yurt dışındaki nakil merkezlerinde hem de bu kliniklerde sıklıkla kullanılmaktadır. Nakil planlaması ilgili Hematoloji hekimi tarafından hastanın tıbbi durumuna, yaşına, kilosuna ve hastalığın cinsine göre ayarlanmakta ve her hastaya özel bir biçimde uygulanmaktadır. Naklin başarılı olmasında özellikle tecrübe ve donanım açısından uygun bir kliniğin seçilmesi son derece önemlidir.
10- Kordon Kanı veya Dokusu Saklatırken Nasıl Bir Kurum Seçmeliyim?
Kordon kanı saklamaya karar vermek kadar, nerede saklanacağı da çok önemli bir konudur. Bu kapsamda aileler aşağıdaki konulara mutlaka dikkat etmelidir.
- Saklama gerçekleştirilecek olan özel bankanın bu konuda ilgili izinleri mevcut mu? Alanında yeterli tecrübeye sahip mi?
- Rutin izinlerin ötesinde ailelere ilave bir hizmet veya standart sunabiliyor mu?
- Uluslararası bağlantıları var mı? Ve uluslararası yüksek standartlarda hizmet kalitesi ve içeriği sunabiliyor mu?
- Bu alanda bilimsel altyapı ve desteğe sahip mi?
2012 yılında çıkan bir Avrupa Birliği Yönergesine göre, bu konu hakkında Avrupa’da tüm hamilelere bilgi verilmesi zorunludur.
Yazı içeriği Yaşam Bankası-FamiCord Group desteğiyle oluşturulmuştur.