
- İstatistikler: 0
- Yayınlandı: 13 Nisan 2018
Çalışan annelerin hakları
Devlet tarafından çıkarılan kanunlar ve yapılan son düzenlemeler sayesinde çalışan annelerin iş dünyasında daha aktif olmaları sağlanıyor. Kanunlarla güvence altına alınan çalışan annelerin hakları size ne gibi haklar tanıyor, biliyor musunuz?
Diyelim ki çalışan bir kadınsınız ve hamile olduğunuzu öğrendiniz. Hamileyken nasıl çalışacağınıza dair eminiz ki aklınızda birçok soru işareti vardır. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki; hamile olmanız çalışmanıza engel bir durum değildir. Devlet tarafından çıkarılan kanunlarla hamilelikte çalışmaya engel olmayacak bazı haklar tanınmıştır.
Kadın çalışanların doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam 16 hafta ücretli izin hakkı vardır. Tabi bu durumun bir doktor raporuyla tespit edilmesi ve raporun iş yeriniz ile iş yerinizin bağlı olduğu sigortalar müdürlüğüne bildirilmesi gerekir. Bu raporu ilgili yerlere verirken sekiz haftalık süreci hesaplayarak izninizin ne zaman başlayacağını da bildirmelisiniz.
Hamile kadınların izin hakları
Doğum öncesi ücretsiz izin hakkınız olan sekiz haftalık süreyi dilediğiniz şekilde kullanabilirsiniz. Doktorunuz aksini söylemedikçe sekiz haftalık izin sürenizin beş haftalık kısmını doğumdan sonraya saklayabilirsiniz. Ancak burada dikkat etmeniz gereken nokta, kanunun getirdiği yasak nedeniyle gebeliğinizin son gününe kadar çalışamayacak olmanızdır. Bu izin süresi yalnızca tekil gebelik için geçerlidir. Çoğul gebelik izin süreleri, tekil gebeliklere göre biraz daha farklıdır. Bu tür hamileliklerde doğumdan önce iki hafta daha ücretli izin hakkı vardır.
Bunların yanı sıra eğer sekiz haftalık izin süresinin sonunda çalışmak için hala kendinizi yeterli görmüyorsanız altı ay ücretsiz izin kullanabilirsiniz. Hamilelikte anormal bir durum tespit edilirse, doktor raporuyla sekiz haftalık süreç uzatılabilir. Bu izinlerle ilgili unutmamanız gereken en önemli konu; izin haklarından faydalanabilesiniz için doğumdan önce en az 90 gün kısa vadeli primlerinizin yatıyor olması gerekliliğidir.
Çalışan annelerin hakları kapsamında eğer hamileliğiniz çalışmanızı engelleyecek nitelikteyse işvereninizle konuşarak, çalışma şeklinizi düzenlemesini isteyebilirsiniz. Örneğin; sürekli seyahat ettiğiniz bir işte çalışıyorsanız, işvereninizden masa başı bir işe geçmek istediğinizi söyleyebilirsiniz. İşvereniniz bunu kabul etmek zorundadır. Ağır bir hamilelik dönemi geçiriyorsanız, yaptığınız iş radyasyona maruz kalabileceğiniz bir işse, bunu da işvereninize bildirerek, işinizi değiştirmesini isteyebilirsiniz. Hamile olmanız iş saatleriniz için dezavantaj yaratıyorsa saat düzenlemesi talebinde bulunabilirsiniz.
Diğer hamile kadınlara göre daha fazla bulantınız varsa ve iş için çok fazla yol kat ediyor, trafikte çok uzun süre geçiriyorsanız trafiğin olmadığı saatler göre çalışma saatlerinizin düzenlenmesini isteyebilirsiniz. Gece vardiyasında çalıştığınız bir işiniz varsa hamilelik döneminde gündüz vardiyasına geçmek istediğinizi belirtebilirsiniz.
Bunların yanı sıra hamile olduğunuz süre boyunca gerek rutin, gerekse ekstra doktor kontrolleri için işvereniniz size izin vermek zorundadır ve kontrollere gitmenizde herhangi bir mani bulunmamaktadır.
İşvereniniz istediğiniz düzenlemeleri sağlamazsa neler yapabilirsiniz?
Öncelikle işvereninize noter aracılığıyla ihtarname çekmeniz gerekir. Bu ihtarnameler sayesinde gerekli düzenlemeleri yapmasını sağlayabilirsiniz. Hâlâ işvereniniz diretiyor ve bu düzenlemeleri yapmıyorsa o zaman işten ayrılmak zorunda kalabilirsiniz. İşten ayrılacaksanız da bunları tanıkla ya da başka bir delille ispatlayabilirseniz sizin için haklı bir sebep olmuş olur ve haklarınızı kaybetmeden iş yerinizden ayrılabilirsiniz.
İşvereniniz hamile olduğunuz öğrendikten sonra sizinle çalışmak istemediğini söylerse ve sizi işten çıkarırsa bunu yine tanık yoluyla ispatlayıp işe iade davası açabilirsiniz. Ancak işe iade davasını açmak için bazı şartlar vardır. Öncelikle altı aylık bir kıdeminizin bulunması ve iş yerinin otuz çalışanının bulunması gerekir. Ayrıca sizin iş yerinde işveren vekili olarak çalışmıyor olmanız, işin sevk ve idaresini yapmıyor olmanız gereklidir. Eğer bu konumda değilseniz işe iade davası açabilirsiniz.
İşe iade davası sonucunda mahkeme sizin işe iadenize karar verdiği halde işveren sizi hala işe almayabilir. İşe iade davası açtığınız için dört aya kadar tazminat hakkınız olduğu gibi o an çalışmadığınız sürelerle ilgili de tazminat hakkınız vardır. İşe iade kararı verilmesine rağmen işveren sizi işe almıyorsa ve çalışamıyorsanız sekiz aylık bir tazminat hakkınız vardır. Çalıştığınız kurumda altı aylık kıdemiz yoksa ve otuz kişi çalışmıyorsa bu durumda sözleşmeyi fes edebilirsiniz. İşvereninizin gerekli düzenlemeleri yapmaması haklı fesih sebebidir.
Diyelim ki doğum yaptınız, izinleriniz bitti ve çalışmaya başladınız ama küçük bir bebeğiniz olduğu için onun emzirilmesi gerekiyor ve bazı ihtiyaçları var. Böyle bir durumda kanuna göre her işçinin günde 1,5 saat olmak üzere çocuğunu emzirme izin hakkı vardır. Bu izin hakkını toplu olarak kullanamazsınız. Ama 1,5 saatin hepsini tek seferde veya üç eşit parça şeklinde de kullanabilirsiniz.

Doğum Yardımı ve Süt Parası Gibi Haklar Nasıl Kullanılır?
15 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlanan 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek-4’üncü maddesi doğrultusunda anne olan her Türk vatandaşına doğum yardımı ve süt parası gibi tanıdığı başka imkanlar da vardır. Doğum yardımı alabilmeniz için çalışıyor olmanız ya da sigortanızın olması gerekmemektedir. Bu, koşulsuz ve şartsız devletin tüm doğum yapan kadınlara tanıdığı bir imkandır. İlk çocuğunuz için 300, ikinci çocuğunuz için 400 ve üçüncü çocuğunuz için 600 TL olmak üzere tek sefere mahsus olmak kaydıyla doğum yardımı alabilirsiniz.
Doğum yardımı ile ilgili başvurularınızı Aile ve Sosyal Politikalar Merkezi’ne bağlı bakanlıklara veya Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne yapabilirsiniz. Eğer bir ilçede yaşıyorsanız kaymakamlıklara bağlı sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına başvuruda bulunabilirsiniz.
Ayrıca direkt ya da eş nedeniyle sigortalı kişilerin yararlanabileceği süt parası olarak tabir edilen bir yardım da bulunuyor. Ancak süt yardımı alacak kişinin ya da eşinin en az 120 günlük sigortalık primlerinin yatırılmış olması gerekiyor.