Yükleniyor
Mehmet Erbil - Hayalbaz Tiyatro

Bu tiyatroda organik oyunlar var!

Çocuk tiyatrosu dendiğinde akla hep yüksek volümlü müzikler, kalabalık ve rengarenk kostümlü oyuncu kadrosuyla çok hareketli ve biraz da kaotik bir sahne gelir. Oysa çocuk tiyatrosunun bu kadar “boyanma”ya “süslenme”ye ihtiyacı yoktur. Bunun için çocuk gibi düşünen, onlar gibi oynamayı unutmamış bir sanatçı yeter…

İşte öyle birini bulduk! 2002 yılında kurduğu Hayalbaz Tiyatro’da çocuklar için nitelikli tiyatro yapan Mehmet Erbil, altı yaşında mahallede arkadaşlarına Karagöz oynatarak başlamış oyunculuk kariyerine. En büyük motivasyon o yaşlardayken 7’den 77’ye yazdığı mektuba aldığı cevap olmuş. “Arkadaşım Eşeği çok seviyorum, tiyatrocu olmak istiyorum” yazmış Mehmet Erbil. Bir süre sonra mektuba cevap gelmiş: “Arkadaşın Eşek de seni çok seviyor. Bu ülkenin iyi tiyatroculara ihtiyacı var.”

Mehmet Erbil büyümüş, tiyatrocu olmuş ve sanat dalında hep kötü oyunlara, çizgi filmlere maruz kalan çocuklar için nitelikli tiyatro hayalini gerçekleştirmiş. Abartılı makyajların, kostümlerin, dekorların yer almadığı oyunlarında meslektaşlarına karşı bir duruş sergileyen Mehmet Erbil’in yolu 2009’da İstanbul Oyuncak Müzesi ve Sunay Akın’la kesişmiş ve  o günden beri de müze sahnesinde oyunlarını sahneye koyan Mehmet Erbil çocukların Memo’su olmuş… Tiyatrocu ve yaratıcı drama eğitmeni Mehmet Erbil ile tiyatronun çocuk gelişimine katkısını ve doğru oyun seçmenin inceliklerini konuştuk.

Kaç yıldır çocuklarla çalışıyorsunuz? Çocuklardan ne öğrendiniz bu hayatta?

Hayalbaz Tiyatro yaklaşık 13 yıldır var ama aslında 2002 yılında Adana’da düşlediğim bir şeydi. 2007- İstanbul tiyatromuzun miladı diyebiliriz. Çocuklar bana derin görmeyi, ufkumu açmayı öğretti. İletişim kurmayı öğretti. Çocuk iletişim kurabilen bir varlık, yetişkin değil maalesef çünkü tıpkı oyun oynamayı unuttuğu gibi iletişim kurmayı da unutuyor. İletişimin sadece sosyal medyadan olduğunu düşünüyor yetişkin. Oradaki kadar hızlı ve tak tak tak… Bunu da çocukları üzerinden deniyor. “Annecim sen yemeğini ye, benim biraz işim var…” diyoruz, önüne tableti koyuyoruz… Hızlı iletişim ve kontak da kurmuyoruz çocuğumuzla. Ve çocukta da alışkanlık yapıyor tabii ki bu.

Çocuk oyunlarının bugünün dünyasında nasıl bir yeri var? Hayalbaz Tiyatro’nun oyunları nasıl bir yerde duruyor?

Bir defa tiyatroyu adlandırmak gerekiyor. Tiyatro bir eğlence aracı değildir, eğitim aracı da değildir. “Biz tiyatro aracılığıyla çocuğa her şeyi öğretiriz” haline gelen bir bakış var bugün. Çocuk zaten öğrenen bir varlık. Okulda, evde hatta sokakta öğreniyor… Herkes öğretmen baktığınız zaman… Farklı bakmayı ben tiyatroya adapte ettim. Bence ülkemizde çocuklara büyük haksızlık yapılıyor, bu haksızlığı benim meslektaşlarım da yapıyor. Madem çocuklar sanat alanında da haksızlığa uğruyor ben bir sanatçıyken neden kendi alanımda çocuklar için nitelikli ve doğru tiyatronun yollarını aramıyorum diye sordum kendime. Ve bu bir milad oldu. Ve çocuklar için yazmaya, onlar için üretmeye başladım.

Nitelikli tiyatro nedir?

Süper kahraman kostümü giyip bangır bangır müzik eşliğinde yapılan eyleme tiyatro denir dedirttiler. Aslında değil. Tiyatro organik bir sanat dalıdır. Temelinde insan vardır. Organik varlıklar olan çocuklar organik bir sanat dalıyla, tiyatroyla buluşmalılar. Tiyatro bir sanat dalı, her şeyden önce bir toplum bilimi. Bir defa çocuğunuzu siz bir sanat dalıyla ve bilim dalıyla buluşturuyorsunuz. Tiyatroyu sırf onu oyalamak için, çocuğumuz eğlensin diye götürdüğümüz alanlar olarak düşünüyoruz. Çocuklar oyun izlerken biz kolay alıveriş yapalım diye düşünen ebeveynler var. Ne yazık ki en büyük haksızlığı sizler yapıyorsunuz çocuklara.

Siz bu haksızlığı yapmamak adına ve meslektaşlarınıza da karşı durarak kendi tarzınızı yarattınız…

15 yıllık tecrübe sonunda örgensel tiyatro kavramını buldum. Buldum derken adını koydum. Doğal ve organik oynama. Çocuk için her şey oyun ve her yer oyun alanıdır. Düğüne de cenazeye de gitseniz orası oyun alanıdır çünkü kafası öyle işliyor. Mesela Bremen Mızıkacıları bildiğimiz bir masaldır ama onu ben Bremen Mızıkacıları Mutfakta olarak uyarladım. Oyunu tıpkı çocukların oynadığı gibi oynuyorum, elimdeki tencere eşek oluyor, sepet horoz oluyor… Dönüştürüyorum. Türkiye’nin ilk obje tiyatrolarından biriyim. Bugüne kadar sahnelediğimiz 15 oyun var, yedisi tek kişilik oyun.

“Tek kişilik çocuk oyunu olur mu” sorusu en çok duyduğunuz soru olmuş…

İşte bu soruya cevap vermek istedim, tek başıma çocukaların karşısına çıkmak istiyorum dedim ve “Evvel Zaman İçinde”yi yazdım hala oynuyorum demek ki oynanabiliyormuş.

Oyunlarınızı yazarken nelerden besleniyorsunuz?

Çocuklar ve hayvanlar benim için dünyanın en değerli varlıkları, yaşamım boyunca sanatımı icra ederken hep onlardan beslendim, en çok yeğenlerim ve öğrencilerimden… Tüm çocuklar beni besler ve benim ilham kaynaklarımdır, şüphesiz insanın çocuğunun olması farklı ve değerli bir duygudur. Ben bir çocuğum olmadan onlara adanmanın yollarını arıyorum ve arayışım devam edecektir.
Zamanı geldiğinde çocuğumun olmaması içn bir engelim elbette yok. Zamanı geldiğinde…

Doğru tiyatro oyununu nasıl seçmeli anne-baba?

Nasıl çocuğumuzun gelişimi için organik gıda üretmeyi tercih ediyorsak tiyatro oyunu seçerken de organik olmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Öncelikle doğru tiyatro didaktik olmayan tiyatrodur. Ders verici ve öğüt verici bir yapıya sahip olmamalıdır. Çünkü tiyatro bir eğitim aracı değildir, bir eğlence aracı da değildir. Tiyatro bir sanat dalıdır. Sade, naif ve sadece çocuğun hayallerine dokunan oyunlar seçmelidir.

Mehmet Erbil

TİYATRO VE ÇOCUK GELİŞİMİ

Çocuklara için yapılan tiyatro, kişisel gelişimlerinde çok önemli bir yere sahip. Tiyatro bir eğitim aracı olmaktan çıkarılıp, çocuklara bir sanat dalı bilinci olarak aşılanmalı. Sanatın çocuklarla buluşması. Esasen dünya, tiyatroyu bir bilim dalı olarak nitelendirir.( Toplum Bilimi) Çocuk, sanat ve bilimin buluştuğu bir denklem.

Çocuğun, onun için tasarlanmış ve kurgulanmış bir oyunun içerisinde kendini bulması onu değerli ve özel kılar. Çocuklar tiyatro da kollektif bir ruhla ortaya çıkmış ürüne tanıklık eder ve tanıklığı hiç tanımadığı diğer çocuklarla yapar. Üretmenin ve birlikte hareket etmenin hazzını yaşar. Çocuk kendi akranları içerisinde kollektife dahil olup toplu halde hareket etme, birlikte refleks gösterme ve birçok duygu paylaşımında bulunur, tartışmasız bu da çocuğa özgüven kazanımı sağlar.

Çocuk, oyundaki deneyimlerini günlük yaşam içerisinde tecrübe eder ve oyundaki tecrübeleri sosyal hayatına yansır; iletişim kurma, empati duyma, iş birliği, duruma ve olaylara farklı açıdan bakma ve inisiyatif almanın yolarını kavrar.

Tiyatro ve drama bir çok psikolog ve pedagog tarafından terapi yolu olarak da önerilir, tiyatronun iyileştirici tılsımı çocuk ruhuna değdikçe toplum içerisinde sağlıklı bireyler olarak yaşama dair olurlar.

 

 

Cevap yaz