- İstatistikler: 0
- Yayınlandı: 15 Nisan 2018
Sağ beyin gelişimi nasıl desteklenir?
Beynin analitik yanı sol beyinken sanatçı yanı sağ beyindir. Günümüzde eğitim sistemi sol beyin odaklı olsa da her zeki insan başarılı değildir. Demek ki fark yaratan başka şeyler var. Ebeveyn Danışmanı Psikolog Seda Boyacıoğlu çocuğunuzun duygusal açıdan gelişmesini sağlayan sağ beyin gelişimi için öneriler veriyor.
Günümüzde anne-baba olduktan sonra büyük bir bilgi akımının ortasında kalıyoruz ve birçok yeni kavram giriyor hayatımıza. Bunlardan birisi de “sağ beyin“. “Çocuklarımızın sağ beynini nasıl geliştiririz?” gibi sorular geziniyor bazı ebeveynlerin zihninde. Bu ilk yazımda bu konuya değinerek size bazı öneriler vermek ve çocuğunuzun sağ beyin gelişimi için aslında günlük hayatın akışını nasıl yönlendirmeniz gerektiğini göstermek istiyorum.
Kısaca bir sağ beyin – sol beyin kavramlarına değineyim. Sol beyin, beynin analitik yanı olarak bilinir. Yani bizim mantık arayan, sebep-sonuç ilişkileri kuran yanımızdır. Sağ beyinse daha duygusal, sezgisel ve sanatçı yanımızdır. Sanatçı demekteki amacım yaratıcılığın da buradan geldiğinin altını çizmek. Günümüzde eğitim sistemi, velilerin beklentileri ve toplumsal bakış açısı sol beyin yönelimlidir. Oysa ki her zeki insan başarılı değildir. Demek ki fark yaratan başka şeyler var ve bu farkın büyük bölümü de duygusal açıdan gelişmiş olmakla ilgisi bulunuyor.
Çocuklarda sağ beyin gelişimi nasıl sağlanır?
- Çocuklarınızla kitap okuyun. Çok küçük yaşlardaki çocuklar bile kitap okuyan bir büyüğün ses tonundaki değişimlerin duygularla ilgili olduğunu fark edebilir. Teatral biçimde okunan kitaplar onların duyguları daha iyi tanımasını sağlar. Büyüdükçe kitapların içeriklerindeki duygusal ifadeler de onların duygularla ilgili daha çok bilgi edinmesine yardımcı olur.
- Hayal kurun. Çoğunlukla katı sayılabilecek bir eğitim sistemi içinde çocuklar hayal kurmaya vakit bulmakta bile zorlanabiliyor. Hayal kurmayı desteklemek onları hayalperest yapmaz. Hayal güçlerini artırır. Örneğin; yolda yürürken gördüğünüz birinin nereye gidiyor ya da nereden geliyor olabileceğini bile sorabilirsiniz. Çocuğunuz çok yaratıcı seçenekler sunmasa da siz eğlenceli seçenekler sunarak onun hayal gücünü tetikleyebilirsiniz. Örneğin; “Bence bu adam bir şarkı sözü yazarı ve aklına gelen notaları unutmadan kaydetmek için hemen evine koşuyor” gibi.
- Kendi anılarınızdan bahsedin. Çocuklar anne-babalarının kendi yaşlarındayken yaşadıkları maceraları dinlemeye bayılırlar. Sizin o yaşlardaki anılarınız onlara çok eğlenceli gelecektir. Tabi bu anıları anlatırken o an hissettiğiniz duygulardan da bahsetmeniz sağ beyin egzersizi yerine geçebilir.
- Çocuğunuzun duyguları tanımasını sağlayın. Daha yeni doğmuş bebeğinize bile “aynalama” yaparak o anki duygusunu yansıtabilirsiniz. Örneğin; “Ah benim bebeğim çok acıkmış, o yüzden ağlıyor” dediğinizde bile aynalama yapmış olursunuz. Çocuk büyüdükçe bu “Ayağını sehpaya vurdun, canın çok yandı” şeklinde evirilebilir. Böylece çocuk o an gelen duygu selinin sebebini de anlamış olur. Toplumun her kesiminde karşılaştığımız bir durum vardır: Çocuk canı yanar, ağlar ve mutlaka birileri “geçti” der. Bu yaklaşımın hiç uygun olmadığını vurgulamak isterim. Çünkü bizim de canımız yandığında duymak isteyeceğimiz bir sözcük değildir “geçti”. “Geçecek, ama önce bir acımı yaşayayım da öyle geçsin” diyen okul öncesi bir çocukla tanışmıştım. Durum daha güzel özetlenemezdi.
- Çocuğunuzun kriz anlarını fırsat olarak kullanın. Örneğin; bir öfke krizinde sizden istediği bir şeyi yapmadığınızı söylüyor ve ağlıyor. Savunmaya geçmek, öğüt vermek veya talimat vermek yerine önce kabul etmelisiniz. Çocuğun neşesi gibi öfkesi de kabul edilebilir bir duygu aslında. Öfkeliyken çocuğunuzu daha mı az seviyorsunuz? Sanmıyorum. O zaman neden bu kadar öfkelendiğini bir dinleyin. Etkin dinleme tekniklerini öğrenip kullanabilirsiniz burada. Önemli olan çocuğunuzun duygularını anlatması için teşvik etmektir. Sonrasında bu duyguyu yaratan durumla ilgili çözüm bulmaya yönlendirebilirsiniz. Mesela çok istediği bir oyuncak gittiğiniz mağazada kalmadığı için çok sinirlenebilir. Bu durumda ona “sakin ol” demek yerine “hayal kırıklığına uğradın sanırım” diyerek öfkeden ziyade yaşadığı temel duyguya vurgu yapmak ve sonrasında başka çözüm önerileri bulmak işe yarayabilir.